Eğer bir çok düşüncemiz planladığımız gibi gelişirse, bu blog bireysel bir ürün olmaktan öte bir çok kişinin pek çok konuyla alakalı yazılarından oluşacak. Bu zamanlar karışık zamanlar.. Herkes bazen bir çok yerde olmak zorunda. O yüzden blogumuz elimizden geldiği kadar hızlı bir şekilde gelişecek..
Blog hazırlarken en önemli husus blogun adını kafanızda tasarlayıp bunu hayata geçirmektir. Kolay ulaşılabilir fakat alışılmışın dışında olmak her zaman iyidir. Farklı olursanız hitap ettiğiniz kitle de farklı olur. Farklı bir enerji yakalar, farklı bir bakış açısı sunabilme ihtimaliniz artar. Hele ki derdiniz yazmak çizmekle alakalı ise; farklı bir giriş dikkat çeker, ilgi uyandırır...
Bu mantıkla ilerlersek 'Neden Evrenkent?' sorusuna güzel cevaplar üretebiliriz..
'Evrenkent postası' başlığını asıl bulan Akurath'tır (kendisi abim olur). Yazdıklarını, düşüncelerini ilginç bulurum bu başlığı da gördüğümde ' Tamam tam abimlik olmuş' dedim. Sonra oturdum 'şu evrenkent dedikleri ne ola?' diyerek başladım araştırmaya..
Bilindiği üzere Atatürk'ümüz diline, tarihine çok önem vermiş bir liderdi. Türk diline ve tarihine verdiği önemi yaptığı çalışmaları inceleyen herkes bilir. İşte tam da bu doğrultuda 'evrenkent' kelimesi türkçeleştirme işinin konusu. Evrenkent kelimesi 'üniversite' kelimesini karşılamak amaçlı Oktay Sinanoğlu 'nun ürettiği bir kelime..
Üniversite kelimesinin kökeni latince universitas yani bütünlük, evrensellik anlamına gelen kelimeden türetilmiştir. Hal böyle olunca ortaya üniversite kelimesinin karşılığı olarak evrenkent kelimesi oluşmuş. Kelimenin tam anlamı karşılayıp karşılamadığı elbetteki tartışılır.. En azından benim hoşuma gitti..
Diyeceğim odur ki üniversitede (evrenkentte) insanlar araştırır, sorar, sorgular, öğrenir, öğretir.. Bu evrenkentte bizim araştırma,sunma, öğrenme ve öğretme yerimiz olacak..
Evrenkent postası güzel olcak...
Guilty by Gucci
15 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder